24 Mayıs 2016 Salı

THASSOS- KAVALA



19 Mayıs tatilinin uzama olasılığından bu tatili seçtik fakat havanın kötü olabileceğini tahmin edemedik. Otel rezervasyonlarımızı yaptıktan sonra hava durumuna göz attık kalacağımız günlerin yağmurlu olucanı söylüyordu. Biz de tarihi değiştiremediğimizden gitmek zorunda kaldık. Olsun yağmurlu havada adaları hep sevmişimdir zaten. Beklediğim gibi ada bu mevsimde de keyifli oluyormuş. (Yine de cumartesi tam gün yağmur yağmasa iyiydi.) Forumlarda Thassos Adası’ na gidişin İstanbul’ dan 7-8 saat arası olduğunu okumuştum. Adaya varış süremiz feribotla birlikte 5 buçuk saat sürdü. Ada feribot saatlerine ve kalkış yerlerine sayfanın altındaki linkten ulaşabilirsiniz.


Arabayla çıkış yapıcak olanlar için önemli bilgiler:
  • o    Araba ile Yunanistan’a giriş yapabilmek için uluslararası ehliyet ve yeşil kart sigortası gerekiyor.
  • o    Yeşil kart sigortası ise zorunlu trafik sigortasının yurt dışında da geçerli olmasını sağlayan sigorta. Yurt dışında kalınıcak tarihleri içerecek şekilde yapılmalı.
  • o    Uluslararası ehliyet ile yurt dışına çıkış yapıcak araç sahibi aynı kişi olmalı. Araç başkasının üzerine ise, yurt dışına çıkış yapan kişiye noterden vekaletname vermeli.
  • o    Son olarak trafik kaskosunun da yurt dışında geçerli olmasını isterseniz yine ekstra bir ücret ödemeniz gerekmekte, ancak zorunlu değil.

http://www.thassos-view.com/information/ferry-boat-timetable

Thassos Adası, Kavala şehrinin bir parçası. Adaya gitmek otobüs ve turla uzun süreceğinden(yaklaşık 10 saat) kendi arabamızı tercih ettik. Türkiye’ de İpsala' ya yakın yol yapım çalışmalarının dışında yolların düzgün olduğunu söyleyebilirim. Yeni çıkan ehliyetlerin tamamı uluslararası olduğundan eğer ehliyetinizi değiştirdiyseniz kapıda ödediğimiz 1 yıl için 480 lirayı siz vermiceksiniz demektir. Yurt dışına çıkmadan mutlaka ehliyetinizi yeniletin. Bunun dışında sigorta yaptırmalısınız. 15 günlük 68 euro. Tüm bu işlemlerin dışında kapıdaki Türk ve Yunan askerleri bizi çok sıcak karşıladı.(Beklemediğim kadar) Parmak izimizi de verdikten sonra yolumuza devam ettik. Daha önce forumlardan okuduğum 15-20 km de 3-4 euro geçiş ücretine bir kere rastladık. Yanınızda hazır olsun 2.80 euro. Yolların hız limiti 130. Radara rastlamadık ve yollar güzel olduğundan biraz hızlı gittik.
 Hedefimiz Kavala’ dan ve Keramoti’ den kalkan feribotlardan birine yetişmek. Keramoti’ yi tercih ettik. Hem daha kısa sürüyor hem de ücreti daha düşük. Ayrıca indiğimiz yer otelimize de çok yakındı. Otel adanın Limenas tarafında. Vapuru kaçıracağımızı düşünerek acele ettik ve 15:40 ta iskeledeydik. Vardığımızda gördük ki son feribot saati 20:30 daymış. (Feribot saatleri sayfanın altında linkte.) İskelede kahvelerimizi içtikten sonra vapurumuza bindik. 1 saat 15 dakika sonra adadaydık.  





Adaya varınca derin bir oh çekme ihtiyacı hissediyorsunuz yani bizde öyle oldu. Büyük, temiz ve güleryüzlü bir ada. Ada doğal ve tarihi yönden çok zengin. Genellikle deniz kıyısında çam, meşe ve köknar ağaçları var. Kıyılarda ise zeytinlikler yoğun. Adanın diğer bir zenginliği de, mermer ocakları. 
 








Thassos beyaz mermeri olarak, dünya çapında ün kazanan mermerler özellikle heykel yapımında ham madde olarak kullanılıyormuş. Sahildeki bu taşlar üzerinde fotoğraf çekilin. Bana göre adanın en büyük zenginliği tertemiz bir deniz ve berrak- turkuaz deniz suları. Ada üzerinde, dağınık köyler ve küçük koylarda, güzel plajlardan denize girmek mümkün. Hava güzel olmadığından bu güzellikleri biz kaçırdık ama en yakın zamanda tekrar gitmeyi planlıyorum. (Sıcak bir gündeJ) Adanın 100 km lik çevresindeki bu çakıllı plajlara ve dantel gibi işlenen koylara ulaşım araba ile yapılabiliyor. Ama tekne de kiralanabiliyormuş. Bana sorarsanız tekne daha keyifli olur. Bu plajların başlıcaları: adanın başkenti olan Port şehrinde: Glyfada, Makryammos, Neşter, Papalimanı. Bunun haricinde: Skala Potamia bölgesinde berrak suların bulunduğu plajlar bulunuyor. Kinira, Alikes, Öfkeli ve Astrida bölgelerinde ise, yine yüzme keyfini tadabiliceniz sonsuz güzellikteki koylarda, muhteşem güzel plajlar var.
http://hotel-angelica.gr/
 
 



http://hotel-angelica.gr/


ALFAS TAVERNA


Oteli ararken kısa bir seyre çıktık. Kalacağımız yer iskeleye çok yakın. Rezervasyon yaparken iki otel arasında kalmıştık. Seyir turunda diğer otele de rastladık. Yeşillikler içinde bir yer. İsmi Nikoleta. Doğa ve yeşil severlere burayı tavsiye edebilirim. (Aklım orada kaldı) Gelelim bizim kaldığ
ımız Hotel Angelica. Otelin lokasyonu süper. Deniz kenarında. Yeni ve temiz bir otel. Odalar güzel. Banyo ve duşakabinleri oldukça modern. Odayı günlük temizleyip havlularını değiştiriyorlar. Sadece bu kadar Türkün geldiği bir yerde TRT dışında da tv kanalları olabilirdi diye düşündüm. Kahvaltısı çok zengin olmasa da fena değil. Fiyatı da uygun. Geceliği iki kiş
i 72 euro. Biz bookingten rezervasyon yaptık. Oteli ararsanız daha uygun fiyata kalabilirsiniz.

Booking te fiyatlar daha yüksek olabiliyor. Otelde türkçe bilen kimse yok fakat otelde ve adadaki herkesin ingilizcesi iyi. Eşyalarımızı bıraktıktan sonra adayı keşfe çıktık. Daha önce forumlardan okuduğum Limenaria tarafında bir taverna vardı. Rotamızı oraya çevirdik. Scala Marion’ da küçük bir koyda yer alan Alfas Taverna. Şipşirin bir yer. 
   


ALFAS TAVERNA





Sezon daha açılmadığı için pek kimse yok. Restoranda 2- 3 masada ada yerlileri vardı. Hemen güzel yemeklerinden yemek için acele edip siparişlerimizi verdik. Adaya gelip de ahtapot yemeden olmaz tabi. (Bu tadı seviyorsanız eğer, benim gibi her gün yiyebilirsiniz. :) Ada ahtapotuyla ve baby kalamarıyla meşhur. Mutlaka özel yerlerde yemenizi tavsiye ederim. Daha önce yediğim ve tadını unutamadığım bir yer vardı. Marmaris Söğüt’ te Octopus Restoran. Adından da anlaşıldığı üzere Vedat Millör onaylı müthiş yemekleri olan bir yer. Ahtapotunu denemenizi tavsiye ederim. Thassos Alfas Taverna’ da da ahtapot ve kalamar müthişti. Güneşte kurutulmuş ahtapotu denemek istedim. Biraz kuru fakat çok lezizdi. Kalamar olarak da baby kalamar tavsiyemdir. İçecek olarak yerli biralarını sevdim. Hesap gayet iyi geldi. Baby kalamar, ahtapot, 300 gr balık 2 bira sınırsız güler yüz 48 euro hesap geldi. Gittiğimiz yerlerde 2-3 euro bahşiş verdik. Bahşiş alma gibi bir beklentileri yok. Hatta gittiğimiz bir yer ısrar etmemize rağmen almak istemedi. Yağmur atıştırırken şemsiyenin altında dışarıda oturduk. Denizden gelen sesler dikkatimizi çekti. Aman allahım balık kaynıyor! Masaya gelen balığın bu kadar lezzetli ve taze olmasına şaşırmamalı. 


Koyun güzelliğini kaçırmamak için ıslanmayı da göze alarak bahçesinde yemeklerimizi yedikten sonra yola çıkmak üzere oradan ayrıldık.
Yolumuz uzun ve virajlı oldu
ğundan çok geç olmadan yola çıktık. Otele gitmeyi planlarken yakınımızda olan bahçesi ve tasarımı dikkatimi çeken Mouses Taverna' ya gözümüz takıldı. 

MOUSSES TAVERNA
                                     
Hemen içeri girdik. Sahneye yakın bir masaya oturduk. Çoğunun üzerinde ada haritası olan kağıttan örtülü tahta masa ve sandalyeli tüm restoranlara taverna deniyor. Yani bizdeki gibi illa da canlı müzik ve eğlence olması gerekmiyor. Ama biz bu akşam bizim bildiğimiz anlamda bir tavernaya, Taverna Mousses’e gidiyoruz. Dışarıdan keyifli gözüktüğü kadar varmış. Salaş, sıcak ve samimi bir Yunan tavernası. Herkes Türkçe biliyor. Bazı garsonlar da Türk. Gittiğimiz gece Gold Wing motor grubu da oradaydı. Yaklaşık 100 kişi kadar. Hepsi çok eğlenceli insanlar. Garsonundan sanatçısına kadar herkes oynadı. Özellikle bir garson dansçılara taş çıkartır cinsten. Çalınan ve söylenen parçaların çoğu Türk. İçlerinde Leylim Ley parçası bile var. Doğaçlama katıldığımız bu yerden çok keyif aldık. Karnımız tok olduğu için sadece uzo ve peynir salatası söyledik. Peynir salatası lezizdi. Uzo' yu küçük şişe getiriyorlar. Restoranlara küçük şişe uzo veriliyormuş. İki tane 20 lik uzo ve peynir salatasına 17 euro ödedik. Bu güzel geceyi de burada noktaladıktan sonra otelimize döndük. 

MONASTERY ARHANGELOU












Sabah 9 gibi kalktık ve beklediğimiz üzere sağanak yağış;( Kahvaltımızı yaptık biraz dinlendikten sonra üzerimizi değiştik ve adanın eşsiz köy ve koylarını keşif için Limenaria tarafına doğru keşfe çıktık. Yolda giderken keçiler yolumuza çıktı. Yağmur yağğı için tertemiz bir hava vardı. Yolumuzun üzerinde bir manastır gördük ve hemen içeri girdik. Monastery Arhangelou. Uzun eteğimizi de giyindikten sonra mum yakıp dileğimizi diledik. Balkon ve bahçesini gezmeden çıkmadık. Müthiş bir manzarası var. Buradan çıkıp Giola Lagünü' ne doğru yola çıktık. Dünyanın en iyi doğal havuzlarındanmış. Gireceğimiz yeri bulduk fakat ileride başka bir araba çamura saplandığı için oradan geçemedik. Görmek istediğimiz yere gidememenin hayal kırıklığıyla yol üzerindeki doğal güzellikleri seyrederek yolumuza devam ettik. Aşağı inemediğimiz için internette bulduğum bir fotoğrafı yayınlıyorum bu yüzden.
   

MONASTERY ARHANGELOU

Arkadaki hanımefendiden korktuğum için suratımda gergin bir ifade var :)

GİOLA LAGÜNÜ
Yolumuza devam edip Scala Panagia' ya geldik.Bu köyde Elena isimli oğlak ve kokoreci meşhur olan bir restorana oturup bir şeyler yedik. Gittiğimiz her yerde cafe de olsa uzo bulmak mümkün. Tabi biz yola çıkacağımız için ayran ve kola içmeyi tercih ettik. Oğlak çevirme ve cheese burger yedik. Oğlak eti enfesti. Burgerleri sunum olarak bizden farklı. Ev yapımı poğaça şeklinde içine peynir sıkıştırılıp ağzı kapatılarak pişirilmişti. Farklı ve lezizdi. Ama giderseniz mutlaka oğlak yiyin derim. Enfesti.


                                                  
Scala Panagia' da Elena Restoran


Burası da gayet uygun 27 euro hesap geldi. Yemek sonunda da ikram dondurmalarla oradan ayrıldık. Yağmur hala yağmaya devam ettiğinden hediyelik eşya almak için bir yere uğrayamadık. Limenas’ a doğru yola çıktık. Otelin arka tarafında tasarım heykel ve el yapımı takı satan dükkanlar vardı.



Yan tarafında dekorasyonunu beğendiğimiz Masabuka isimli cafeye oturduk. İçecek olarak yerel biralarından, atıştırmalık peynirli mantar ve patates söyledik. Sunumları güzeldi. Güzel bir sohbet ve 3 saatin ardından otelimize döndük.
MASABUKA CAFE
                                 






Sabah erken kalkıp yola çıkmalıyız. Dönüş vakti. He bir de Yunan sınırında grev başlamış. Umarım biter diye dua ederek geceyi sonlandırdık. Ertesi gün kahvaltımızı yapıp feribota binmek için yola çıktık. Kavala’ ya gideceğimiz için biraz daha ileriden kalkan ve 1 saat 45 dk süren feribot iskelesini tercih ettik. Buranın ücreti biraz daha pahalı. 35 euro. Gayet boş olan toplam 5 arabanın olduğu feribotla Kavala’ ya geçtik. Sonunda güneşi gördük diyebilirim. Hemen t-shirt lerimizi giyinip kendimizi bu şirin tipik İzmir görünümlü şehrin kollarına attık. Sokakları keyifli bu kentin tepesinde
Kavalalı Mehmet Ali Pa
şa Külliyesi' ni ziyaret ettik. Osmanlı Devleti’ nin Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa Konya civarından Kavala' ya yerleşmiş bir ailenin ferdiymiş.
 


                                         
Burası Mısır Devleti’ nin malı olduğu için kapısında Mısır bayrağı var. 


                                                                  Kavalalı Mehmet Ali Paşa Külliyesi
Su Kemeri: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış olan su kemerleri kuzeydeki dağlardan, şehrin merkezine su sağlamıştır. Kavala' nın doğu girişi halen bu su kemerinin altından geçmekte. Su kemerlerinin Pargalı İbrahim Paşa tarafından yapıldığı söyleniyor.Sonraki durağımız acıkan karınlarımızı doyurmak.J Külliyeden çıktıktan sonra bi' kaç paket hediyelik kurabiye ve magnet alıp ( Hediyelik eşya satın alırken pazarlık yapmayı unutmayın.) yemek yiyicemiz yere oturduk. Tadına doyamadığım için yine ahtapot yemeyi tercih ettim. Alfas’ ta yediğim ahtapotun yerini tutmadı.
  




 
Bu şehrin kapılarını ve cafelerini çok beğendim.




                                                                   
                                                                                                                                    
KAVALA



                                                          


ALEXANDROUPOLİ(DEDEAĞAÇ)

                 
Buradan kalkıp yolumuza devam ediyoruz. Yol üzerinde Alexandroupoli (Dedeağaç)’ ye gelmeden Makri kasabasında yer alan sahildeki Ayayorgi Taverna’ sında enfes manzara eşliğinde kahvelerimizi içip yola devam ettik. Bence buraya aç gelinmeli. Yemekleri leziz görünüyor. Yunanistan yolları güzel ve hızlı gitmeye elverişli. Siz yine de dikkatli olun, hız felakettir. Ve Türkiye' ye dönüş Meriç Nehri

Anlatacaklarım burada bitti. Bir daha ki yolculukta görü
şmek üzere. Sevgiyle kalın.

 


                          



                                                                    To live in his/her own world!


Aracımız azıcık sinek ve kelebekleri katletmiş üzgünüJ



                                                                               Mousses Taverna


http://hotel-angelica.gr/
http://www.thassos-view.com/information/ferry-boat-timetable
http://www.nikoletaluxuryvilla.gr/

2 yorum:

  1. Harika bir bilgi paylaşımı :) benim için çok faydalı bir blog oldu bu ellerine sağlık kardeşim. Diğer gezi rotalarını sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Canımmm beğenmene çok sevindim. Umarım gezinizde yardımcı olur. :)

    YanıtlaSil