Amsterdam 13. Yy' da bir balıkçı köyü
olarak kurulmuş.
"Tanrı
dünyayı yarattı Amsterdam'ı Hollandalılar" diye bir atasözü var. Çoğunluğu
ateist olan bu ülke
için
yerinde bir söz
olmuş.
Azimli insanlar vesselam. Denizin üzerine 10 milyon kazık çakarak kurdukları bu güzel özgürlükler şehrinin
güzelliklerini ben de görmek istedim. Geceleri de gündüzleri gibi enerjisini
sürdüren bu şehirde
özellikle
sanatsal açıdan
görülmesi gereken bir çok gezi noktası mevcut. İnsandan
çok
bisikleti olan şehir
ünvanını kazanan bu şehri
gezmeye başlayalım.
Öncelikle vize işlemlerimi nasıl
hallettiğimi
anlatiim. Schengen vizesi için
telefonla, konsolosluğa giderek ya da
aracı kurumla randevu almak gerekiyor. Gerekli belgeleri konsolosluk sayfasından
öğrenebilirsiniz.
(Sayfanın altında linki paylaştım.) Biz kurum
aracılığıyla randevumuzu
aldık. Schengen vizesi için uçak gidiş-dönüş bilet
rezervasyonu şart. (Uygun uçak
biletlerini de Momondo sitesinden
bulabilirsiniz. Sayfanın altında linkte) Gidiş dönüş uçak biletlerimizi de
vize başvurusunun
arasına koyduk. Otel rezervasyon çıktılarını da dosyaya koymayı unutmayın. İlk
kez Shengen vizesi alıcak olanlar randevuya
gidip parmak izi vericekler. Daha sonrasında bu işleme
gerek kalmadan aracı kurum ile bu işi
halledebilirsiniz.
İlk kez gittiğim Amsterdam,
Hollanda’nın ekonomi, kültür, sanat ve turizm merkezi. Bu güzel kent,
kanalları, tarihi evleri, sanat müzeleri, modern yaşamı, kozmopolit halkı, gece eğlencesiyle Türkiye’den
en çok gidilmek istenilen yerlerin başında yer alıyor. İster tarih-kültür meraklısı olun, ister
özgürce eğlenmek isteyin
veya peynir gurmesi olun, Amsterdam’a bayılıcaksınız.
Avrupa kentinin sakinlik ve zarifliğini beğeniceksiniz.
Türkiye’ den havalanıp
yaklaşık 3 saatlik uçuştan sonra Schipol hava
alanına iniş yaptık. Uçaktan
inince havaalanından ya da otele gidince ilk işiniz kalıcanız gün kadar bilet alın.
Biz otele gidince 4 günlük ulaşım bileti için 17
euro ödedik. Bu bilet metro, tramvay ve bazı otobüslerde geçerli. Eğer Amsterdam
Card alırsanız (1 günlük 38 €, 2 günlük 48 €, 3 günlük 58 €) ulaşımın dışında bazı müzelere ve kanal turuna ücret ödemezsiniz.
(Link sayfanın altında)Ayrıca cafe ve restoranlarda da indirim yapılıyormuş. Biz müze ve kanal turu biletlerimizi
daha önceden aldığımızdan sadece ulaşım için bilet aldık. Bu biletleri ulaşım aracındaki makineye okutarak geçiyorsunuz. Unutmayın kontrol
ediyorlar. Metro- tramvay ağında kaybolmak
istemiyorsanız mutlaka GVB app'
ini indirin.(Linki sayfanın altında) Ulaşımda hayat kurtarıyor.
Benim gibi yön bulma konusunda zayıf olan kişilere yardımcı bir application. JHer
ulaşım aracı Amsterdam’da
mevcut tren, tramvay, feribot, metro ve otobüs. Ama bir turist
olarak muhtemelen en çok tramvay ve otobüsü kullanacaksınız.
Havaalanından trene daha sonra da taksiye
binerek otelimize gittik. Merkeze biraz uzak olsa da şık bir otel. Corendon
Vitality Hotel Amsterdam. Otelimiz çok temiz ve fiyatına göre iyiydi. Ortaklarından
biri Türk olduğundan
resepsiyonda Türkçe konuşan birileri
mutlaka oluyor. Ayrıca kahvaltıda da Türk esintilerini hissedebiliyorsunuz.
(Mesela ince belli bardak. J )
http://corendonhotels.com/corendon-vitality-hotel-amsterdam/ |
Kahvaltısı çok çeşitli ve lezzetli. Omletlerine bayıldım.
Otel için söyleyebiliceğim tek olumsuzluk
lokasyonu. Bir dahaki gelişimde merkezde
kalmayı tercih ederim.
DAM MEYDANI |
Amsterdam' a yakın
gidebiliceniz şehir ve kasabalar var. Biz 4 gün 3
gece zaman ayırdık. 1 günü Amsterdam dışında geçirdik. Dediğim gibi burada da yapılacak daha çok şey var ancak biz bu 4 günde en önemli
highlightları görme gezme imkanı yakaladık. Eğer sadece birkaç gün ayırdıysanız bu büyülü
şehre, benim tavsiyem bot turuyla şehri keşfe başlamanız ve şehri yürüyerek ya da bisikletle keşfetmeniz ve kanal boyu keyfi yapmanız.
Daha önceden
biletlerini Get Your Guide sitesinden aldığımız Madam
Tussauds müzesine gittik. Söylendiği gibi tüm günümüzü
almadı. Yaklaşık 1 saatte
gezip, fotoğraf çekip buradan
ayrıldık. Tabi tüm balmumlarıyla özel fotoğraf çekmek
isterseniz gün yetmeyebilir. J
Buradan
çıkıp coffee shop' a gittik. Sırf Amsterdam' a
özgü olmayan, Hollanda' nın hemen her şehrinde
görülen, her türlü criminal tipi bulabiliceniz ilginç bir mekan.
Kalverstraat: Şehrin
alışveriş
noktası
burası.
Araç
trafiğine
kapalı.
Dünyanın en ünlü markaları burada bulabilirsiniz.
Leidseplein Meydanı: Şehrin
en hareketli noktalarından
birisi. Kafe ve restoranların sıkça olduğu
bir yer. Ayrıca
Vondelpark' a çok yakın.
Akşam
yemeği
için tercihimiz makarna, pizza ve şarap oldu.
Yirmi dakika önce dolunay çıktı. Biz de bir kanoya atlayıp, dolunaya doğru yola çıktık. |
Ara sokaklarında
turlayıp, hediyelik eşya dükkanlarına baktıktan sonra dinlenmek
üzere otelimize döndük. Ertesi gün yorucu bir gün olucak, dinlenmeliyiz.
Bruges gezisi için erken kalkıp Central' da tur şirketinin bulunduğu yere gittik. Yolumuz uzun olduğu için yanımıza su ve yiyecek bir şeyler aldık. Tüm yol boyunca rehberimiz tüm
anlattıklarını 3 dile çevirip hiç susmayarak küçük çaplı bir rekora imza attı. J Uzun
bir yolculuğun sonunda Bruges'
a vardık.
BRUGES EVLERİ |
Nehrin üzerinde kuşlar. Burada çok yemek bulmuş, şımarmışlar. Fotoğraf çekiyorum çekmesine de, hikaye lazım bu karelere. Başımdan müzikaller, müzeler, müzikler geçsin diye geldim bu şehre. |
Bruges Belçika’ nın
kuzeyinde yer alan rüya gibi bir şehir. Avrupa Birliğinin başkenti olan Belçika’nın
en tarihi şehirlerinden
biri, 12. yy’da Avrupa’nın ticaret merkezi olmuş Ortaçağ’dan kalma bir kent düşünün. 12.yy’dan kalma tarihi
yapıları ile Ortaçağ şehri olan ve Unesco tarafından koruma altına alınmış, çokça kanallarıyla ünlü olan bu yer kanallar
şehri olarak da biliniyor. "City of Bridges" Ayrıca Bruges söylenildiği gibi aşıklar şehri. Vardığınızda söylenilenlerin az
olduğunu düşünüyorsunuz. Kendimi farklı hissettiğim ender yerlerden. Kendi masalının içindesin. Mutlaka gezilip görülmesi, bol bol fotoğraflanması gereken bir yer. Tarihi, dokusu, evleri, yapıları, kilise ve binaları, hayranlık uyandırıyor. İlk şaşkınlığımızı üzerimizden attıktan sonra bu güzel sokakları gezmeye başladık. Alışveriş yapabiliceniz şipşirin dükkanları, çikolatacıları var.
olduğunu düşünüyorsunuz. Kendimi farklı hissettiğim ender yerlerden. Kendi masalının içindesin. Mutlaka gezilip görülmesi, bol bol fotoğraflanması gereken bir yer. Tarihi, dokusu, evleri, yapıları, kilise ve binaları, hayranlık uyandırıyor. İlk şaşkınlığımızı üzerimizden attıktan sonra bu güzel sokakları gezmeye başladık. Alışveriş yapabiliceniz şipşirin dükkanları, çikolatacıları var.
El yapımı hediyelik eşya dükkanları |
Yemek olarak midye sevenler için sarımsaklı
güveçte pişen, içinde kabak, soğan ve havuç olan yemeği yedim, lezizdi.
Güveçte Midye |
Belçika Waffle ' nın metnini çok duydum. Yemeden olmaz. Anlatılanlar kadar varmış. Enfes! Yanında gelen ikramlar da güzeldi. |
Burası bir dükkan ama ben bayıldım o
yüzden yazmak istedim.
Buradaki her şey
el yapımı ve tüm yıl açık Christmas dünyası.
|
Tüm kaybolmalarımız, fotoğraf ve videolarımız, alışverişimiz de bittikten
sonra dönüş için Bargeplein denen
tur otobüslerinin toplandığı yeri aramaya başladık. (Buradan bol bol çikolata almayı
da ihmal etmeyin. Özellikle meyveli çikolatası çok güzel.) Başta güzel gidiyorduk fakat son sokak ayrımına
gelince karıştırdık. Ufak çaplı(
ufak dediğime bakmayın)
bir korku ve panik yaşadıktan sonra İstanbul ve Almanya' dan aldığımız yardımlarla yolu zor bulduk. Bruges yolu biraz uzak olduğu için (250 km) 1 günümüzü oraya ayırdık.
Saat17:00 de tur otobüsüne zor yetişsek de binebildik.
BRUGES |
Çikolata Kokulu Sokaklar |
Bir şey düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü hissettiğim şey güzel ve bu bana yeter. |
t HELLÖÖÖÖÖ t |
Kafasında sorusu, masasında dostu olanlara.. |
Dönüş yolunda
biraz dinlendiğimiz
için Amsterdam Central'da bişeyler
içmek için oturmaya karar verdik. Arka sokaklarda bulduğumuz
bir yere oturduk. Yerel biralarından içtik.
Ertesi gün Rijksmuseum, Van Gogh, Dungeon ve kanal turu
gezileri yaptık. Rijksmuseum' u zamanımız
yetmeyeceği
için gezemedik. Etkileyici bir yer. Oradan çıkıp Van
Gogh Müzesi' ne gittik.
VAN GOGH MUSEUM |
Van Gogh' un mektuplarının olduğu alan |
Yine daha önceden biletlerini aldığımız için kolay geçişten girebildik. Van Gogh Müzesi' ne gitmeden hayatını ve yaşadıklarını mutlaka okuyun. Van Gogh’un da kullandığı estetik boyaların önemli bir özelliği geçen yıllarda orjinal rengini koruyamamasıymış. Yani pembeler, yeşiller, maviler daha sonra başka renklere dönüşüyormuş.
Bilmiyorum resim yaptığım için mi, Van
Gogh’ un eserlerini sevdiğimden midir, çok
etkilendim. Hayatını resmettiği, mektupla yazıya
döktüğü alanları
gezerken içim buruk, ölmeden onun ve resimlerinin değeri anlaşılmadığı için de hüzünlüydüm. Küçük bir anı
olsun diye kulak anahtarlık aldım ve buradan ayrıldık. Sonraki durağımız Dungeon.
Korkmayı seviyorsanız tavsiye edebilirim.(Ben sevdiğim halde dışarı çıkmak istedim. ) Zamanınız
çoksa ve panik atağınız yoksa gidin. Oyuncular iyi hazırlanmış ve kurgu süper. Dungeon
biletini de siteden aldık.
Dungeon |
AMSTERDAM KANALLARI
Bir çok kanalın iç içe gözüktüğü yer |
KANAL TURU |
Zamanımız yetmediği için gidemediğimiz ama aklımızda kalan yerlerden Zaanse Schans yel değirmenleri kasabası varmış, görülesi yerlerden. Anna Frank’ ın evine de mutlaka gidin. Gün boyunca
çok yorulduğumuz için gece eğlenmeye çıkamadık. Tabi bunda otelin uzak
oluşunun da etkisi
var. Sadece bira içmek için İce Bar’ a gitmek
istedik. Fakat yer olmadığından giremedik.
Rezervasyon gerekiyormuş. Bunun dışında Melkweg gece
klübü de iyiymiş. Buraya da
rezervasyon gerekli.
Özgürlükler
şehrinin
en ünlü eğlence
merkezi Kırmızı Fener Sokağı. (Red Light Street)
Red Light Street’i
atlamamak gerek. Çok güzel bayanların cadde boyunca camekanların önünde
vücutlarını teşhir
ettikleri ve vücutları üzerinden para kazandıkları bu cadde muhakkak görülmesi
gereken bir yer. Bölgede bir çok sex shop, randevu evi, gay bar ve özel
sinemalar ve tiyatrolar bulunuyor. Cadde alabildiğine
renkli ve hareketli. Sadece önerim kızların fotoğrafını çekmeyin ve Türk görürseniz konuşmayın. Bir de yanınıza uyuşturucu satıcıları gelebilir. İlgilenmediğinizi söylerseniz hemen uzaklaşırlar. Burası sabah akşam polisler tarafından korunuyor. Amsterdam'
a sadece bu sokak için bile çok fazla turist gelmekteymiş. Mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Gece hayatının kalbi bu sokakta
atıyor. Bunun dışında gezdiğimiz yerlerden Leidseplein küçük sevimli bir meydan. Cıvıl,
cıvıl kafelerde oturup, serinleyebilir, meydana bağlanan ara sokaklardaki restoranlarda karnınızı
doyurabilirsiniz. Çiçek Pazarı; Leidestraat' ın en sonunda kalıyor. Birçok (eğer mevsimindeyseniz) çiçek–lale soğanı, tohumu, hediyelik eşya alabileceğiniz güzel bir pazar. Buranın elmalı
turta ve krepini deneyebilirsiniz. Dam Meydanı şehrin merkezi denebilir. Tarihi binalar,
alışveriş mağazaları, kafe ve restoranlar var. Manga Plaza, De Bijenkorf adlı
alışveriş mağazaları burada. Peynir almak isteyenler için The Old Amsterdam merkez istasyondan Dam meydanına
giderken sağda bulunan peynir
cenneti, istediğiniz tüm peynirleri
tadıp karar verebileceğiniz bir dükkan. Özel
taze peynirleri lezzetli ve hafif aromalı yapısıyla özellikle taze meyve ve
meyvemsi şaraplarla çok
uyumlu. Tercihim çok daha yağlı ,en az 2 sene
dinlendirilmiş parmesan tadı ve
dokusunda olan inek peyniri. Mutlaka uğramalı, nefis peynirleri tadarken kendinizden
geçiceksiniz. Peynirciler yerine marketleri de tercih edebilirsiniz. Burada
fiyatlar daha uygun fakat aynı lezzeti bulamayabilirsiniz. Amsterdam’ ın tramway ve otobüs ağını çözebilirseniz işiniz çok kolaylaşır. Mutlaka ellnizde haritanız olsun ve
gidiceniz yerleri işaretleyin. GVB sitesini indirmeyi unutmayın. Umarım paylaştıklarım gezinizde yardımcı olur. Aşağıda önemli yerleri kısaca yazdım. Bir sonraki gezimde görüşmek üzere.
Sevgiyle kalın.
Amsterdam' da gidilecek
yerler:
DAM MEYDANI’NDA GÖRECEKLERİNİZ
·
Kraliyet Sarayı (Hollanda
Kralı bazı resmi ziyaretçilerini burada kabul eder.
·
De Nieuwe Kerk (İsmi her ne kadar yeni kilise anlamına
gelse de, 15. yüzyıldan kalmıştır. Hollanda
Kralı Willem Alexander hem
evlilik hem de kral olurken taç giyme törenini “De
Nieuwe Kerk”de gerçekleşmiştir.)
·
Ulusal Anıt (2. Dünya Savaşı kayıplarına adanmıştır.)
·
Madame Tussauds balmumu müzesi
·
Hotel Krasnapolsky binası (Amsterdam’ın en eski ve en pahalı otellerinden
biridir)
MUSEUMPLEİN BÖLGESİNDE GÖRECEKLERİNİZ
RED LIGHT DISTRICT BÖLGESİNDE GÖRECEKLERİNİZ
·
Çin Mahallesi
·
Oudezijds Voorburgwal vb. gibi Amsterdam’ın en güzel kanalları bu bölgede bulunur
·
De Oude Kerk (Eski kilise)
·
Nieuwmarkt ve De
Waag
REMBRANDTPLEIN BÖLGESİNDE GÖRECEKLERİNİZ
·
Rembrant’ın evi
·
Rembrantplein’de
bulunan Rembrant Heykeli
·
Muntplein ve yanı başında bulunan çiçek pazarı
HET SPUI BÖLGESİNDE GÖRECEKLERİNİZ
·
Spui
·
Kalverstraat
·
Amsterdam Müzesi
Çektirmeden olmazdı. J |
Burada atlara çok güzel bakıyorlar. İnsana, doğaya ve
hayvanlara saygılı ülke Hollanda.
Biz artık
ülkemize dönüyoruz. Görüşmek üzere...
Belçika waffle' ı yemeden dönmeyin!
BRUGES
http://www.momondo.com.tr/
http://corendonhotels.com/corendon-vitality-hotel-amsterdam/
https://www.getyourguide.com.tr/
http://www.vangoghmuseum.com/en
https://www.rijksmuseum.nl/
https://vizedepartmani.com/konsoloslugu/hollanda/
http://en.gvb.nl/
http://www.iamsterdam.com/en-GB/experience/deals/i-amsterdam-city-card
Çok güzel yazmışsın canım kalemine saglik👍👏Benim de Amsterdam notlarım var yarım kaldı yayınlayacağım inşallah.
YanıtlaSilBeğenmene sevindim. Seninkini de merakla bekliyorum. :)
SilÇok güzel yazmışsın canım kalemine saglik👍👏Benim de Amsterdam notlarım var yarım kaldı yayınlayacağım inşallah.
YanıtlaSil